Güvenli bağlanma çocuğun en önemli ve en temel ihtiyacıdır. Bu ihtiyacı karşılandığında yaşamda güçlü ve kendisiyle, insanlarla veya dünyayla ilişkisi sağlıklı oluyor.
Güvenli bağlanma; annenin (veya anne yerine geçen bakıcının) çocuğun ihtiyaçlarını yeterince ve zamanında karşılamasıyla ortaya çıkan güvenli duygusal bağdır. Bu bağla birlikte çocuğun keşfetme arzusu, merak, soru sorma ve cevaplarını arama, sosyalleşme, kendini güvenle ortaya koyma gibi olumlu özellikler oluşur. Güvenli bağlanma oluşmadıysa sağlıksız olarak nitelendirebileceğimiz kaygılı ve kaçıngan bağlanma ortaya çıkabiliyor.
Anne eğer çocuğun ihtiyaçlarını zamanında ve yeterince gidermede tutarlı değilse, kaygılı bağlanma ortaya çıkıyor. Çocuk güvenmek ya da güvenmemekte karar veremiyor ve böylece şüpheci bir bağlanma ortaya çıkıyor. Çocuk, anneden ayrıldığında diğer bağlanma türlerine göre daha stresli oluyor ve anne geri geldiğinde sakinleşmesi daha uzun sürüyor.
Kaçıngan bağlanmada ise; anne çocuğuyla duygusal olarak uyumlu değilse, duygusal tepki vermiyorsa, iletişim kurmuyor ve ilgi göstermiyorsa; çocuk artık bağlanma nesnesini yok saymaya başlıyor. Yanında olması ya da olmaması, gitmesi ya da gelmesine tepki vermiyor.
Güvenli bağlanma anneyle ve diğer insanlarla sağlıklı ve güvenli bağlanma oluşturmanın yanında çocuğun kendisiyle ilişkisini de sağlıklı bir şekilde düzenler. Çocukluk döneminde eleştirel düşünme tam olarak gelişmediği için çevre nasıl davranırsa benlik algısı öyle oluşuyor. Örneğin; ebeveyni çocuğa kendisini değerli hissettirirse kendisine değer verir ve değerli olduğu inancı yerleşir. Aynı şekilde değersiz gibi davranırsa çocuk kendisini değersiz görür ve değersiz hissettirildiğinde buna karşı tutumunu değiştirebilecek eleştirel düşünmeye henüz sahip olmadığı için değersizlik inancı oluşabilir. Dolayısıyla çocuğun kendine şefkat göstermesi, değer vermesi veya kendini güvende hissetmesi çevreyle doğrudan bağlantılı.
Bağlanmanın etkileri yetişkinlikte eş seçerken veya kişinin eşiyle ilişkisinde de etkili bir durumdur. Örneğin; kaygılı bağlanan bir yetişkin eşine karşı aşırı sahiplenici ve kıskanç davranışlarda bulunur ve bir türlü kendini ilişkiye güvenle bırakamadığı ve güvenemediği için yakınlaşma ihtiyacı tam olarak karşılanmaz. Dolayısıyla yakınlaşma ihtiyacı daha fazladır. Kaçıngan bağlananlar ise; eşini kendinden uzak tutma ve duygusal ilişkiye karşı isteksiz olma davranışları sergilerler çünkü daha önce kurduğu bağlanma türü bu şekildedir.
Birey kendi bağlanma stilini fark edip bunu dönüştürmek istediğinde doğru yönlendirme ve adımlarla bağlanma stilini değiştirebilir.